GÜBRE SEKTÖRÜNÜN SON ON BEŞ YILINA GENEL BAKIŞ

Bardağın dolu kısmından bakılıp, gelinen aşama dikkate alındığında; gübre sektörünün son on beş yıl içerisinde önemli aşamalar kat ettiği görülecektir. Bitkiye ve ürüne özel gübre sektörünün yeni emeklemeye başladığı 2001 Yılında. Temin ve dağıtımı devlet tekelinde olup, topraktan verilen geleneksel gübrelerin çiftçilere ulaşım aşamasında yasal prosedür gereği . Bir torba gübrenin dahi alınıp kullanmanın belgeye tabi olduğu günden buyana köprünün altından oldukça fazla miktarda suyun geçtiğini görüyoruz.
Bitkiye ve ürüne özel organik ve inorganik gübrelerin sulama suyu ( Fertigasyon) ile önce seracılık bölgelerinde verilmeye başlanıp , zaman içerisinde bitkisel üretimin tümünde kullanılmaya başlaması da son on beş yıllık dönem içerisinde yaygınlaşmıştır.
Kimyevi Gübre Denetim Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği NİSAN 2002 yılından önce tamamen kontrolsüz ve denetimsiz olarak satılan tüm kimyevi gübrelerin denetimleri yapılmaya başlanıp, bilhassa özel gübre üreten ve ithal eden firmaların kayıt altına alınmaları da bu tarihten sonra resmiyet kazanmıştır.
Firmaların kayıt altına alınıp, piyasaya sürülen gübrelerden numune alınmaya başlandığı ilk aylarda , alınan numunelerin etiket bilgilerinde belirtilen değerlerle kıyaslandığında yüzde sekseninin sahte olduğu gerçeği ile karşılaşılıp çiftçinin aldatıldığı belgelerle kanıtlanmıştı.
Mevcut üretim yerlerinin büyük çoğunluğu merdiven altı olarak tabir ettiğimiz barakalardan ibaret olup. Sıvı karışımların bir kova içerisinde çomakla, katı karışımların ise kürekle ve ilkel şartlarda yapıldığını tespit etmiştik. Yine bu iş yerlerinden alınan numunelerin tamamına yakınının ürün etiketlerinde fiyatı pahalı olan Fosfor (P) ve Potas (K) nin yüksek oranlarda belirtilmesine rağmen , bu elementlerin hiç olmadığını. Hemen etkisini gösteren ve fiyatı ucuz olan Azot (N) nin ise yüksek oranda bulunduğunu tespit etmiştik. Potasyum Sülfat ambalajlarında mermer tozu, MAP ambalajlarında fiyatı nerede ise MAP ın 1/10 kadar ucuz olan Magnezyum Sülfat…v.s..
Organik ve Organomineral Gübrelerin MAYIS 2004 yılına kadar yönetmeliği dahi yoktu. Birçok art niyetli kişiler, katı veya sıvı ambalajlara ne olduğu belirsiz materyalleri doldurup, organik gübre adı altında pazarlıyordu. Aldığımız numunelerde bu ürünlerin hiç bir Bitki Besin Maddesi içermediğini tespit etmemize rağmen yasal dayanağı olmadığından cezai işlem uygulanamıyordu.
Denetimde görevli olduğum; 2001 ve 2002 yılında şüphe veya şikayete dayalı olarak aldığımız gübre numunelerinin tamamına yakınının sahte olduğu gerçeği ile karşılaştık. Denetim Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesini müteakip, kontrol altına aldığımız firmalardan numune alır konuma gelmemiz, ancak 2002 yılının sonunda tamamlanabilmişti.
2003 yılından itibaren kayıt altına alınan üretici ve ithalatçı tüm firmalardan numune alma işlemleri hızla devam ettirilip, 2003 ün sonuna gelindiğinde alınan numunelerin % 30 kadarının sahte olduğu tespit edildi. Yasalarda belirtilen cezai işlemlerin başlamasını müteakip ; bu art niyetli ve sahtecilerin büyük çoğunluğu piyasadan çekildi. Bu önemli bir aşama oldu. Zira bu sahtecilerin haksız rekabetleri gerçek üretici ve ithalatçı firmaları ciddi ölçüde mağdur ediyordu.
2005 yılında denetim elemanlığından ayrılarak emekli olduğumda alınan numunelerin sahtelik oranı % 5 lere gerilemişti. Son olarak 2012 ve 2013 yılı itibariyle alınan numunelerdeki etiket bilgileri ve analiz değerleri incelendiğinde sahte oranının % 2 lere kadar düştüğü görülmektedir.
Son on beş yıl içerisinde ; Geleneksel gübrelerin dağıtım ve satışının tamamen serbest olduğu , ancak sübvanse ve desteklemelerin kalktığı için çiftçinin alım gücünün düştüğü de bir gerçektir.
2003 yılında alınan numuneleri analiz yaptıracağımız laboratuar bulmakta güçlük çekip, bir ay içerisinde ancak sonuçlarını alırken, günümüzde modern cihazlarla donatılmış yeterli miktarda laboratuarların olduğunu ve çok kısa süre içerisinde sonuçların alındığını görüyoruz.
Olumsuzlukların en önemlisi ise; Tarım Bakanlığının ard arda çıkardığı genelge ve yönetmeliklere ve Denetim elemanlarının tüm özverili çalışmalarına rağmen. Adli cezaların yetersiz ve caydırıcı olmadığını fırsat bilen art niyetli ve sahtecilerin. Para kazanma uğruna hem haksız rekabet yaparak ciddi firmalar ve çiftçileri mağdur ettiklerini, hem çevre kirliliğine neden olduklarını , hem de üretim ve verimi olumsuz yönde etkilediklerini görmekteyiz.
Yine on beş yıl öncesine kadar; yapraktan ve damlamadan verilen tüm organik ve inorganik gübrelerin tamamına yakınının ithal edilmesine rağmen , günümüzde birçok firmanın kendi üretim tesisini kurup, muhtelif karışımlar yaparak bitkiye ve ürüne özel gübre ürettiklerini görüyoruz.
Son on beş yıl içerisinde bilhassa organik gübre sektörünün büyük atılımlar yaptığını ve tamamen yerli kaynaklardan temin edilen materyaller değerlendirilerek. Kendi çiftçilerimize pazarlandığının dışında Altmışa yakın ülkeye ihracat yapıldığına tanık olmaktayız.
Daha on sene öncesine kadar bilhassa bitkiye ve ürüne özel gübre sektöründe faaliyet gösteren firma ve temsilcilerinin tamamen dışa kapalı olup, herkesin birbirine kuşku ile baktığı konumda iken.
Günümüzde sektörde faaliyet gösteren firma temsilcilerinin ‘’ Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği ‘’ adı altında bir araya gelip kendi öz denetimlerini yapmanın güvencesini bayi,çiftçi ve ilgili kuruluşlara hissettirerek . Derneğin Uluslar arası Tarım Fuarları ve Gübre ve Bitki Besleme ile ilgili önemli organizasyonlarda destekleyen kurumlar ve organizasyonların içerisinde görev alıp Gübre sektörünün temsil edildiğini memnuniyetle görmekteyiz.
Neticede ; Son on beş sene içerisinde bilhassa özel gübre sektöründe önemli aşamalar kaydedildi . İthalatçı veya merdiven altı konumu ağırlıkta iken.
Gübre sektöründe söz sahibi ülkelerle rekabet eder duruma gelinip, modern tesislerde üretim yaparak Uluslar arası pazarlarda boy gösterip Altmışa yakın ülkeye ihracat yapan girişimci firmalara sahip olduk.
Bu girişimci firmaların emekleri boşa gitmedi. ‘’ Emeğinin Hikmeti , Tarlanın Bereketi ile belli olur ‘’ değişinden hareketle. Son on beş yıl içerisinde bitkiye ve mahsule özel gübrelerin uygulandığı başta tarla ve sera sebzeleri olmak üzere birçok bitkisel üretimde birim alandan alınan verim ikiye katlandı.
Yaklaşık Kırk senedir değişmeyen ise. Bilhassa geleneksel gübrelerde; Türkiye’de toplam gübre kullanımının. Dünya ortalamasının yarısından daha az olup beş -beş buçuk milyon ton civarında patinaj yapmasıdır. Umarım gelecekte kalıcı tarım politikaları uygulanarak geleneksel gübre kullanımında da bilinçli ve toprak tahliline dayalı olarak dünya ortalamasında gübre kullanırız.
Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği
Sebahattin EMÜL ( Tel & Fax : 0242 344 68 23 – GSM : 0533 729 52 73 )
Genel Sekreter