GÜBRE SEKTÖRÜNDE DNA BARKOD VE KAREKOD SİSTEMİ TEDİRGİNLİĞİ

Bilindiği üzere, piyasaya arz edilen gübrelerin izlenmesine yönelik tebliğ; 06 NİSAN 2017 tarih ve 30030 sayılı resmi gazetede yayınlanmış olup,  2018 yılı OCAK ayından itibaren de yürürlüğe girecektir. Bahse konu tebliğe göre sistem; DNA BARKOD ile etiketlenmiş ve KAREKODLARLA EŞLEŞTİRİLMİŞ” gübrelerin ÜRETİM ve İTHALATTAN başlayarak son kullanıcıya kadar geçtikleri her noktadan alınacak bildirimlerle takibini sağlamayı içermektedir.

Tebliğ; tarımda kullanılan Kimyevi, Organik,Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim içerikli ve yönetmelik kapsamında yer alan diğer ürünleri kapsamaktadır. Tebliğlerin uygulanabilir olması gerekmektedir. Uygulanabilir olamaması veya uygulanmaması hali ise devlet otoritesini sarsar.  Uygulanması mümkün olmayan bir tebliğin cezai müeyyideler devreye konularak bir sektöre dayatılması halinde ise sektörün çökmesi, yapılacak olan ihracatların sona ermesi, sektör çalışanlarının işsiz kalması ve akabinde bir dizi sosyal ve ekonomik sorunları beraberinde getirir.

Tebliğe uygun olarak gübrelerin piyasaya arz edilmesi;  Gübre sektörü için uygulanması imkânsız olup,  Dünya ticaretinde, AB ülkeleri ve Ülkemizde Gıda, Hayvancılık ve Tarım sektörüne girdi temin eden firmalar dikkate alındığında benzeri ve örneği olmayıp, pratikte uygulanması da imkânsızdır.

Uygulanmaya zorlandığı takdirde; Türkiye’de Gübre ve Bitki Besleme sektöründe faaliyet gösteren fabrika/ muhtelif kapasite ve büyüklükteki yüzlerce işletmenin kapatılmasına neden olabilir ,bilhassa tamamına yakın dışa bağımlı olduğumuz Kimyasal Gübreler ve yurdumuzda mevcut muhtelif kaynaklar kullanılarak 50’ye yakın ülkeye ihracat yapılan organik Gübre Sektörünün bitme noktasına geldiği bir gerçekle karşılaşılacaktır.

AR-GE çalışmalarına bağlı olarak, Bitkiye ve Ürüne özel karışımlarla verim ve kalite arttırıcı Bitki Besleme Ürünlerinde yerli üretim ile tam da dışa bağımlılıktan kurtulmak üzere iken, dünyada eşi benzeri olmayan bu uygulama ile neyin amaçlandığını GÜİD Yönetimi olarak anlamakta güçlük çekiyoruz.

Zira; Bitkilerin önemli bir besini olmasına ve Türkiye’de, Bitkisel Üretim sektöründe yıllık tüketimi BİR BUÇUK MİLYON TON olmasına rağmen, TÜBİTAK ve İlgili kurum /kuruluşlar tarafından yapılan testlerde, muhteviyatında patlayıcı madde özelliği olan ve terör örgütleri tarafından patlayıcı madde yapımında da kullanıldığı tespit edilen ‘’ AMONYUM NİTRAT ‘’ gübresinin satışı halen yasak kapsamındadır.

Amonyum Nitrat dışındaki gübrelerin herhangi bir patlama özelliği ve riski olmadığından dolayı satışları serbesttir.

Bahse konu tebliğde belirtilen takip sistemi ile patlayıcı yapımında da kullanıldığı tespit edilen gübrelerin takibi amaçlanıyorsa; AMONYUM NİTRAT dışındaki gübrelerin patlayıcı özelliği olmadığından dolayı sisteme dâhil edilmesine gerek yoktur.

Belirtilen tebliğle; ithal edilen veya yerli kaynaklar kullanılarak üretilen ve piyasaya arz edilen gübrelerin kayıtları tutularak, satış ve stok miktarlarını belirlemek amaçlanıyorsa; Halen uygulamada olan ve Gübre sektöründe faaliyet gösteren firmaların ‘’BÜGEM’’ e gönderdiği     ‘’İSTATİSTİK CETVELİ’’ formlarının daha etkin ve gerçekçi olarak uygulanması sorunu çözecektir.

Yerinde bir kararla gübrenin KDV’den muaf tutulması maliyetleri önemli ölçüde düşürüp sektör paydaşları ve çiftçileri rahatlatmışken, sektörde faaliyet gösteren firmaların işletme sermayelerinden daha yüksek maliyetlere neden olabilecek ve olası birkaç firmanın ilgili tebliğe uygun olarak piyasaya ürün arz etmeleri halinde ise bu yüksek maliyetin çiftçiye yansıyarak verim azalması ve tarımsal ürün fiyatlarının artması ile de tüketiciye yansıması kaçınılmaz olacaktır.

Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Yönetim-Denetim Kurulu üyeleri ve Dernek telefonlarımız, Gübre sektöründe faaliyet gösteren firma yetkilileri tarafından sürekli aranmakta, bahse konu genelgenin iptali için GÜİD yönetiminin ilgili Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunması istenmektedir.

Gübre sektörünün sorunlarını gündeme getirmek, önemini vurgulamak, kamuoyu oluşturmak ve sorunların çözümü için ilgili makamlar nezdinde girişimlerde bulunmak Derneğimiz tüzüğü gereğidir.

Tarım yapılan arazi varlığımızın ve tarımla iştigal edenlerin sayısı muhtelif nedenlerle her geçen gün azalmasına rağmen, nüfusumuzun artış hızı birim alandan daha fazla ürün elde etmeyi zorunlu kılmaktadır.

Son yıllarda; gerek birim alandan alınan verim miktarı ve gerekse kalite olarak dünya tarımında gelişmiş ülkelerle rekabet eder durumda olduğumuzu memnuniyetle söyleyebiliriz.

Bürokrasinin elverdiği ölçüde; tarımda gelişmiş ülkelerde kullanılan tarımsal girdi ve teknolojileri, girişimci sektör temsilcileri tarafından ithal edilerek veya yerli kaynaklar değerlendirilip üretilerek Türk tarımına kazandırılıp, uygulanması sağlanmakta ve ihracatı da yapılmaktadır.

Bu olumlu tabloda Gübre ve Bitki besleme sektörünün payı ve katkısı yadsınamaz. Zira gübre ve bitki besini kullanmadan verim artışı sağlamak mümkün değildir.

Gübre ve Bitki Besleme sektörü, tam da ivme kazanıp yatırım yaptığı ve geleceğini görme aşamasına gelmişken, dünyada benzer uygulaması bulunmayan bir tebliğe zorunlu tutulması, Gübre sektörünü olduğu gibi, verim ve kaliteyi de etkileyerek,  çiftçilerimiz ve dolaylı olarak tüketicilerimize de sirayet edecektir.

Gübre Üreticileri ithalatçıları ve İhracatçıları Derneği Yönetim Kurulu; İlgili tebliği detaylı olarak değerlendirmiş olup,  Uygulanması imkânsız olan ve uygulanmaya zorlandırıldığı takdirde sektörü büyük sıkıntılara sürükleyecek olan bu tebliğin, iptali için yetkililerle her türlü diyaloğa hazır olduklarında mutabık kalmışlardır.

Muhtelif Bitki Besin Maddelerini, toprak ve bitkinin ihtiyacı tespit edilerek, büyük bir titizlikle karışım yapıp verim ve kalite artırıcı unsurlar haline getiren bu sektörün; İşletme sermayelerinden daha yüksek fiyatlara mal olabilecek ve kayıt dışılığa mahal verebilecek ”DNA BARKOD ve KAREKOD” kâbusundan kurtulması gerekiyor.

Temennim tebliğlerin uygulanabilir nitelikte olmasıdır.  Uygulanması mümkün olmayan tebliğlerin Uygulamaya zorlanması halinde ise ilgili sektör ve milli ekonominin zarar görmesi kaçınılmaz olacaktır.

Sebahattin EMÜL

GÜİD Genel Sekreteri