GÜBRE SEKTÖRÜ TEDİRGİN

Tedirginlik endişenin bir adım ilerisi, korkunun bir adım gerisi olarak nitelendirilir.  Tedirgin olan kişinin huzuru kaçmış veya kaçmak üzeredir.

Gerçeği söylemek gerekirse gübre sektöründe faaliyet gösteren firmalar tedirginliği çok bariz bir şekilde yaşamaktadır.  Sektör temsilcileri, her geçen yıl bir önceki yılı mumla arar duruma gelmiştir.

   Tarım ürünlerinin değerinde satılamaması ve ihracatın aksaması, gübre sektöründe faaliyet gösteren firma temsilcilerinin en önemli tedirginlik nedenidir. Zira bitkisel ürünler değerinde satılırsa ve ihracatla ilgili sorun da olmazsa, çiftçi emeğinin karşılığını alacak demektir. Bu durumda, çiftçi bayilere, bayiler de tarımsal girdi firmalarına borcunu ödeyip, geri dönüş zincirinin sorunsuz tamamlanması sağlanacaktır.

Çiftçinin ürünleri iç pazarda değerinde satılamayıp, herhangi bir nedenle ihracat da aksayınca, paranın dönüş zinciri aksar. Bu da tarımsal girdi firmalarının korkulu rüyasıdır. Zira gübre ve bitki besinleri bitkisel üretimin olmazsa olmazıdır. Ekim-dikim aşamasından, hasat öncesine kadar belirlenen program dâhilinde uygulanması gerekir.

Bitkisel ürünler değerinde satılsa da, satılmasa da birim alandan daha fazla verim ve kaliteli ürün elde etmek için gübre ve bitki besinleri vazgeçilmezdir.

Gübre sektörü aşağıda belirtilen nedenlerden dolayı da tedirgin.

  • Bilindiği üzere geç kalınmış da olsa, gübrede KDV nin sıfırlanması çiftçiler ve gübre sektörü için çok olumlu bir gelişme idi. Ancak Maliye Bakanlığı ile gübre sektörü arasında sorunlar zuhur etmeye başladı. Zira bitkisel üretim için önemli bir girdi olan Deniz yosunu, leonardid, Hümik-Fulvik asit gibi ürünler, tescillerinde ‘’GÜBRE’’ ibaresi olmadığından dolayı kapsam dışı bırakıldı.

Maliye Bakanlığının kapsam dışı bıraktığı bu ürünlerin tescili de, Kimyasal ve organik tüm gübre ve bitki besinlerinde olduğu gibi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca, bir dizi evrak ve analiz raporlarına istinaden verilip,  denetimleri de aynı bakanlıkça yapılmaktadır.

Bürokratik işlemlerden kaynaklanan bu sorunun çözümü için, ilgili bakanlık bürokratlarının bir araya gelerek gereğini ivedilikle yapmaları gübre sektöründe faaliyet gösteren firmaların yetkililerden önemli beklentileridir.

  • Patlayıcı yapımında da kullanılıyor diye, Nitrat bazlı gübre satışlarının durdurulması. Binlerce ton bu gübreleri temin eden firmalara, stoklama ve bu stokların nakide çevrilememesi maliyetini yüklemiştir.

İnsan öldürme, insanların yaşam mahalleri ve insanlığa yararlı tesisleri imha etmeye yönelik terörist zihniyetli yaratıklar için, malzeme sorunu olmadığını görüyoruz. Zira bir Avrupa ülkesinin başkentinde, bir teröristin, kamyonu hızla yayaların üzerine sürerek onlarca insanın ölme ve yaralanmalarına neden olduğunu görsel medyadan izledik.

15 Temmuz’da Ülkemizdeki terör örgütlenmesinin bir uzantısı FETÖ cü darbe girişimcileri tarafından, Kendi savaş uçaklarımızın,  terörist zihniyetli pilotlar ve vatan haini bir kısım silahlı kuvvetler mensubu tarafından Parlamento,  Genelkurmay, emniyet birimleri ve daha birçok tesislerimizin bombalanıp tahrip edildiğine ve buna mani olmaya çalışan vatanperverlerin öldürüldüklerine ve yaralandıklarına şahit olduk.

Nitratlı gübre satışının yasak olmasına rağmen, teröristlerin muhtelif malzemelerle yapılmış patlayıcıları kullanıp, yurdumuzun birçok kentinde kamu binalarına saldırılar yaparak onlarca vatandaşımızın ölmelerine ve yaralanmalarına neden olduklarını görüyoruz.

Yaşadığımız bu olaylar, teröristler ve vatan hainleri için patlayıcı yapımında kullanılmak üzere malzeme bulmanın sorun olmadığını gösteriyor. İstihbarat, polisiye tedbirler ve sınır güvenliğinin daha etkili olabileceğini kanaatindeyim.

Yurdumuzda Bir Buçuk Milyon Ton satış potansiyeli olup, bitkilerin önemli bir besini olan Nitrat bazlı gübrelerin, yurt genelinde satışlarının durdurulması gübre sektöründe çalışan binlerce kişinin tedirgin olmasına neden olmuştur.

  • Ülkemizde; hammadde kaynaklarımızın olmayışı, bilhassa Fosfor (P) ve Potasyum (K) de tamamen, Azot (N) de ise önemli oranda dışa bağımlı olmamız ve dolayısı ile bu kimyasalların döviz ödenerek temin edilmesi de tedirginlik nedenlerindendir. Döviz kurlarındaki istikrarsızlık birçok firmayı güç durumda bırakıp, sektörü bırakma noktasına getirmiştir.

Endişe ve Tedirginlik, müteşebbisler için durgunluk dönemidir. Bu duyguyu yaşayan firmalar faaliyetlerini asgari seviyede tutmaya çalışırlar.

Gübre sektörünün bu tedirginlikten kurtulması gerekiyor. Zira; sektör son yıllarda önemli aşamalar kat etti. Bitkiye ve ürüne özel muhtelif bitki besinlerinin tarım sektörüne kazandırılması, verim ve kaliteyi önemli ölçüde yükseltti.  Buna bağlı olarak ihracatta ürün kalitesi sorunu çözüldü.

İlgili bürokrat, akademisyen, teknik personel ve sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşip, Gübre sektörü için önemli bir organizasyon olan ‘’ 7. Ulusal Bitki Besleme ve Gübre Kongresi ‘’  12-15 Ekim 2016 Tarihleri arasında, Adana- Çukurova Üniversitesinde yapılacaktır.

Temennim; bu Kongrede, Gübre sektörünün sorunlarına yönelik somut adımların atılmasıdır.

Sebahattin EMÜL

Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği

Genel Sekreteri