ANTALYA TARIM KONSEYİNDE ÖNE ÇIKAN SEKTÖR SORUNLARI

Ulu önderimiz; Mustafa Kemal ATATÜRK  ‘’ Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır. ‘’  sözleriyle tarımın önemini en anlaşılır şekilde vurgulamış,  ‘’Memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakımından, tarım bölgelerine ayırmak gerekir. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern pratik tarım merkezleri kurulmalıdır’’ sözleriyle de, uygulanacak tarım politikalarına ışık tutmuştur.

    Ulu önderimizin belirlediği hedefe, aradan seksen yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, siyasi hükümetlerin uyguladıkları tutarsız tarım politikaları yüzünden hala ulaşılamaması, tarımda krizlerin doğmalarına neden olmuştur.  Bu krizleri önleyici tedbirleri almak siyasi hükümetlerin görevi olduğu gibi, sorunları çözüm önerileri ile birlikte gündeme getirip, kamuoyu oluşturmada da sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir.

Bu amaçla; Antalya Valiliği’nin 196 sayılı yönergesi ile ‘’ Antalya Tarım Konseyi ‘’ kurulmuştur.  Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (GÜİD) adına benim de üye olduğum konsey son olarak 9-10 Nisan 2016 tarihlerinde   ‘’ Antalya Tarım Konseyi Odak Grup Çalıştayı’’ nı yapmış olup, bu çalıştay Gruplarında öne çıkan sorunlar aşağıda detaylandırılmıştır.

  • Örtü Altı Üretimi: Planlama eksikliği – Üretici birliklerinin bulunmaması- Seraların modernizasyonu- Girdi maliyetlerinin yüksekliği- Kalifiye eleman temininde güçlük- TARSİM yetersizliği ve Kalıntı sorunları.
  • Tarla Bitkileri Üretimi: Sertifikalı tohumluk fiyatlarının yüksek, desteklerin yetersiz olması – Girdi maliyetlerinin yüksekliği- Üründe kalite- Ürün desteklerinin yetersizliği- Toprak analizlerinin yapılamaması- Taban arazilerinde istilacı bitki – Pazarlama- Arazilerin miras yoluyla bölünmesi- Havza planlamalarındaki ürün deseni uyumsuzluğu- Üretici birliklerinin olmaması sorunları.
  • Destek-Teşvik ve Finansa Erişim: Küçükbaş hayvancılığın desteklenmemesi ve yetersiz destekler-Enerji desteği- Desteklerin katılımcı bir anlayıştan uzak olması ve farklı kurumlar tarafından verilmesi-Tarım işçilerine SGK prim desteği verilememesi-Banka kredilerinde ekspertiz ücretleri ve banka masraflarının yüksekliği- Yatırım işletme kredilerinin teminat sorunu- TARSİM sigorta kapsamının dar olması-Kredi maliyetlerinin yüksekliği-Tarımsal ihracatta kargo desteği verilmemesi sorunu.
  • Tarımsal Ticaret: Sektördeki küçük ölçekli işletmelerin maliyet hesabı ve kurumsallaşma konusundaki eksiklikler- Üretici birlikleri Kanunu’nun yetersizliği-Hayvancılığa verilen desteklerde yanlış politika izlenmesi-Gıda güvenliğinin sağlanamaması-Aylık tüketici enflasyonu ilanından sonra tarımsal ürünlerin enflasyon sebebi olarak gösterilmesi- Sınır komşularımızla olumsuz ilişkiler ve buna bağlı pazarlama sorunu- Sözleşmeli ve kontrollü üretim yapılamaması-Tahsilât riski ve vadelerin uzunluğu- Sezon dışı ürünler hakkında halkın yanlış bilgilendirilmesi-Lojistlikte soğuk zincirin sağlanamaması-Hal yasasındaki tutarsızlık sorunu.
  • Meyvecilik ve İşlenmiş Gıdalar: İhracat navlun ve gümrük bedeli destekleme sorunu-Üretim planlaması-Üretimin küçük ölçekte kalmasından dolayı bilinçsiz üretim- Biyolojik mücadelenin yetersiz olması-Girdi maliyetlerinin yüksekliği-Sertifikalı fidan kullanımının azlığı- Destek ve teşviklerin müstahsil makbuzu üzerinden verilmiyor oluşu- İhracatta uygulanan kalıntı analizlerinin, iç piyasaya uygulamasının yetersiz olması- Meyve suyuna gönderilecek ürünlerin desteklenmemesi-Meyve suyu üretiminde meyve oranının düşük olması sorunu.
  • Tarımsal İstihdam, Mevzuat, Eğitim-Yayım, Enerji ve Çevre: Taş ocaklarının çevreye verdiği zararlar- Mevzuatların katılımcı bir anlayıştan uzak hazırlanması-Tarımsal veri tabanının oluşturulamaması-Üretici birlikleri yasasındaki yetersizlikler- Genç nüfusun tarımsal üretimde faaliyet göstermeyi tercih etmemesi-TARSİM mevzuatındaki yetersizlik- Tarım sektöründe kalifiye eleman eksikliği- SGK Primlerinin yüksekliği-Tarımsal üretimde kullanılan enerji fiyatlarının yüksekliği-Yer altı sondajlarının ruhsatlanma sorunu-Sulama birliklerinin işlevsel olmayışı sorunu.
  • Hayvansal Üretim: Üretimde destekleme ve teknoloji kullanımı azlığı-Bütün şehir yasasının tutarsızlığı ve üretime imkan vermemesi-Yasal düzenlemede çobanlık tanımının olmaması-Orman, mera ve otlakların kullanımına izin verilmemesi-Konusunda uzman üreticilerin etkili olmayışı-Mevcut işletmelerin yeni teşviklerde öncelikli olmaması-Ruhsatlı Pazar yerleri ,hayvan ve et borsasının olmaması-Damızlık sertifikasyonunun yapılamaması-İthalat kaynaklı et birim fiyatları üzerindeki maliyet baskısı-Büyük ve küçükbaş karkas fiyatlandırılmasında sakatat dahil ve hariç fiyatlandırmanın düzenlenmemiş olması-Su ürünlerinde ürünün karaya çıkartılmasındaki iskele sorunu-Üretimde su analiz raporlarının sık yapılması sebebiyle maliyet sorunu-Su ürünlerinde ormandan kiralanan arazilerinin maliyet yüksekliği-Süt arzındaki fazlalığa talep bulunamaması-Süte olan talebin daralması-Balık hali bulunmaması-Süt satın alan sanayicilerin keyfi uygulamaları sorunu.

Yukarıda belirtilen sorunlar ve çözüm önerileri, toplantıya katılan sektör temsilcisi konsey üyeleri tarafından iki gün boyunca tartışılıp, çözüm önerilerine yönelik farklı görüşler gündeme getirildi.

Tarım sektörünün; Rusya krizine hazırlıksız yakalanması toplantıya katılan paydaşların ortak sorunu oldu. Ancak;  umutsuzluğa kapılmamak lazım. Bir ÇİN sözü vardır  ‘’ Krizler Yeni Fırsatlar Doğurur ’’ bu krizde bizim yanlışımız tek ülkeye bağlı kalmaktı. Hükümetin kargo desteği sözünü vermesi, müteşebbis tarım paydaşlarının farklı-alternatif ülkelerde pazar arayışı çalışmalarını hızlandıracaktır.

Tarım sektörünün muhtelif afet ve meteorolojik olayların yanı sıra siyasi olaylardan da etkilendiği bariz bir şekilde görülmüştür. Bu krizle Ekonomi ile Siyaset arasındaki etkileşimin de farkına vardık.

Bu krizden çiftçilerimizin yanı sıra, tarım sektörüne girdi temin eden firmalar da en az çiftçiler kadar etkilendi. İhracatın aksaması nedeniyle iç piyasaya arz fazlalığının zuhur etmesi ve akabinde Tarımsal ürünlerin iç pazarda değerinde satılamaması, tarım sektörüne girdi temin eden firmaların tahsilât zincirinde önemli aksamalara ve kopmalara neden oldu.

Bilhassa tamamına yakınını ithalata bağlı olduğumuz kimyasal gübreler dövizle temin edilmektedir.  Bu krizle birlikte, Gübre sektöründe üretici ve ithalatçı olarak faaliyet gösteren firmaların tahsilât sorunu had safhaya ulaşmıştır.  Tarımda gelişmiş ülkelerle eş zamanlı olarak çiftçilerimize de verim ve kalite artırıcı bitki besinlerini temin eden bu firmaların da krize girmesi, üretimi önemli ölçüde etkileyecektir.

Gübrede KDV nin sıfırlanması çiftçileri ve gübre sektörünü önemli ölçüde rahatlattı, bürokrasi ve ithalat aşamalarındaki formalitelerden kaynaklanan maliyet artırıcı unsurların da düşürülmesi öncelikli sorunlardandır.   Temennim  ‘’ Ulusal Gübre Yönetmeliği ‘’ mizin de hazırlanarak, Ulusal sınırlarımız içerisinde gübre olabilecek materyallerin, tarım sektörüne kazandırılma hareketinin de başlatılmasıdır.

Sebahattin EMÜL   GÜİD Genel Sekreteri